Bir eğitimin ardından kalan ve kulağımda çınlayan yankılar kendi kendine birleştikçe büyüdü ve bende bir yazma, paylaşma ihtiyacı doğurdu.
“Çocuğun” aslında iç seslerle doğmadığı, aslında kim olduğunu etraftakilerin söylediği ve bunlarla donandığı çok önemli bir yerde duruyor. Hiçbir çocuk "iç sesleri" hak ederek doğmaz, bunlar sonradan öğrenilir. Bu iç seslerden eleştirel olan sesler aslında görev gibidir. Kişi farkında olmadan, belki diş fırçalarken bile bu seslerle hareket eder.
Yanlış yapıldığında duyulan ilk sesin “geri zekâlı” olduğunu düşünelim. Bir yanlış yapıldığında bunun sebebinin "geri zekâlı" olmaktan ileri geldiğini hissettirir. Oysa bu kendiliğinden oluşan veya doğru olan değil, öğrenilen bir cevaptır. “Beceriksizsin, yetersizsin, kusurlusun, önemsizsin, hatalısın..." gibi ifadeleri duyan bir altı yaş çocuğu nasıl hisseder? Elbette pek iyi hissetmediğini söyleyebiliriz. Bunların altında kalmaması için, bu durumun tekrar yazılmasına ihtiyacı var. Bundan hareketle, "çocuğun" kendi ağzından duymak istediklerine, “Bana kabul edilebileceğimi söyle, herkes kadar yeterli olduğumu söyle, herkes kadar hata yapabileceğimi söyle...” ifadelerini örnek verebiliriz. Bunlar diğerlerinin gücünü kullanarak durumu normalleştirmeye yardımcı olur.
Tüm bunların bir bütün olarak resmini çizeriz, seslerin görselini, seslerin tekrarladıklarının yazılı halini ki bunlar o çocuğa hizmet etsin ve o çocuk bunları anlasın. Her ne kadar bu uygulamalar işlevsiz gözükse de aslında çocuğa dokundukları için çok anlamlıdırlar.
"Yeterlisin, seni olduğun gibi, koşulsuz bir şekilde kabul ediyorum, olduğun gibi değerlisin, herkes gibi hata yaparak öğrenirsin, karar verebilirsin, beceriklisin, benim yanımda güvendesin ve yalnız değilsin." ifadeleri gibi ne kadar kendiliğinden ve samimi ise o denli içeri alabilir, o kadar empatik olabiliriz. Bunlar dışında ne yaparsak yapalım, neye taraf olursak olalım ya da öfke sonuçlarıyla ne ceza verirsek verelim, çocuğun ihtiyacı asla karşılanmaz. En başta duygunun kabulü tek başına çok büyük ve işlevseldir. Abartılı içerikleri sahtelikle içeri almak zorlaşabilir ve empatik yerde kalması daha zor olabilir.
Sağlıklı yetişkin önce ihtiyacı tanır ve görevden önce umut verir ki, bu da çok önemli bir farktır. Bu umudu başkasının sağlıklı yetişkininden de kullanmak mümkün biliyor musunuz? Yükümüzü paylaştığımız gibi umudumuzu da paylaşabiliriz.
“Blog yazıları bilgilendirme amaçlıdır. Tıbbi tavsiye veya tedavi yöntemi olarak değerlendirilmemelidir.”